Allah nurunu böyle mi tamamlayacak?

16.05.2025 medyascope.tv

16 Mayıs 2025’te medyascope.tv'de yaptığım değerlendirmeyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Çarşamba sabahı erken bir saatte hayatımda ilk defa Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ne gittim bir ifade vermeye ama hiç tahmin ettiğiniz gibi değil. Tamamen uyduruk, Türkiye’nin önde gelen büyük bir şirketinin bir garip şikayeti üzerine ifade vermeye avukat arkadaşım Ömer’le gittik. Sabah saatinde randevu almıştı Ömer zaten, orada ilgili birimde fikir mülkiyeti gibi bir şeydi. Gittik oraya, oradaki görevli memur dedi ki, “Biraz yorgunum, bir yarım saat sonra gelsenize” dedi. Gittik orada bir kafeteryada oturduk, tekrar geldik ve neden yorgun olduğunu da anladık; sabaha kadar Boğaziçi Üniversitesi’nden gözaltına alınan öğrencilerin ifadelerini almışlar nöbetçi polisler. 97 öğrenci. 97 öğrenci. Daha sonra biliyorsunuz, 6’sı maalesef tutuklandı, 9’u adli kontrole tabi tutuldu, diğerleri bırakıldı. Ben de bir Boğaziçiliyim. Her ne kadar bitirmediysem de kendimi Boğaziçili olarak görürüm. Bu olay, salı günü Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylar çok canımı sıkmıştı zaten. Polis, protestocu öğrencilere saldırıyor ve çok sayıda kişi gözaltına alınıyor. Olay da nedir? Orada İslam Araştırmaları Kulübü’nün düzenlediği bir toplantı. O toplantıya çok meşhur ama iyi meşhur olmayan birisi çağrılıyor ve öğrenciler onu protesto ediyorlar. Açıkçası canımı sıktı. Tam da aslında benim İslami hareketler çalışan birisi olarak ilgi alanıma da çok giriyor. Boğaziçi Üniversitesi bir de… Çocuklar gözaltına alınmış ama yine de içim gitmedi bu konuda bir şeyler söylemeye. Sonra bir arkadaşım dedi ki, “Ya bu konu hakkında bir şeyler söylesen, herkes bir şeyler söylüyor ve ortalıkta çok saçma sapan yorumlar var.’’ Özellikle onun kastettiği, buradan hareketle din karşıtı birtakım yorumların yapılması. Onu da başımdan savdım diyelim ama sonra merak bu ya, o söz konusu olan öğrenci kulübünün X hesabına gittim baktım, nasıl anlatıyorlar olayı diye. Ben Boğaziçi Üniversitesi’ndeyken sinema kulübünde yıllarca çalıştım. O kulüpçülüğün nasıl bir şey olduğunu bilirim ve severim. Birbirinden farklı kulüpler vardır ve hepsine de çok önem atfederim hangi konu olursa olsun. Dolayısıyla İslam Araştırmaları Kulübü olması Boğaziçi Üniversitesi’nde güzel bir şey. Ama dedim ki, ‘‘Bakalım nasıl aktarmışlar olayı?’’ Şöyle yazmışlar, demişler ki: “BİSAK olarak bütün provokasyon ve taşkınlıklara rağmen etkinliğimizi gerçekleştirdik, elhamdülillah” demişler. Fotoğraflar koymuşlar. Tamam. Sonra da bir ayet: Saff Suresi 8. ayet. Çok meşhurdur. Bu, İslamcılık çalışmalarında sıklıkla karşıma çıkan bir ayettir: “Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır.” Bak sen! Bunu görünce dedim ki: Ya ben bu konuda konuşmak zorundayım. Yani hakikaten bir şey söylemek zorundayım. Yani şimdi siz oraya birisini çağırıyorsunuz. Özellikle küçük yaştaki çocukların evlendirilmesinin caiz olduğunu söylediği söylenen, bu konuda meşhur olan birisini çağırıyorsunuz. Diyelim ki sizin bu özgürlüğünüz; ama öğrenciler de o kişiyi protesto ediyor, o da onların özgürlüğü. Buraya kadar tamam. Ondan sonra ne oluyor? Boğaziçi Üniversitesi Rektörü tabii ki polisi çağırıyor ve tabii ki polis öğrencilerin üzerine saldırıyor ve ondan sonra öğrenciler alınıyor. Ondan sonra bir bakıyorsunuz ki bütün provokasyon ve taşkınlıklara rağmen ‘‘elhamdülillah’’ gerçekleştiriyorlar. Ve bu olay Allah’ın nurunu tamamlaması olarak... Yani bu kadar, nasıl söyleyeyim, bu kadar ucuz mu? Sanki bunu bilmeyen şöyle düşünür: Birileri bir konferans düzenliyor, diğerleri buna itiraz ediyor, sonra aralarında bir tartışma çıkıyor ve tartışma biraz gergin geçiyor ama sonuçta halloluyor ve konferans yapılıyor. Ya da, öyle iyi bir şey değil ama, ya da iki taraf birbirine giriyor, birisi kazanıyor ve konferans yapıyor. Hiç öyle bir şey yok. Sırtını rektöre dayıyorsun, devlete dayıyorsun, polisleri çağırıyorsun. Polisler orada senin okul arkadaşlarını, belki sıra arkadaşlarını acımasızca dövüyor, 97 tanesini gözaltına alıyor, daha sonra altısını tutukluyor. Ve sonra siz o 97 kişinin belki yarısı kadar insanla, o şahısla “İslami İlimler Kim İçin Ne Kadar?” diye konferans yapıyorsunuz ve ondan sonra da bize diyorsunuz ki “İşte gördünüz, taşkınlıklar oldu ama Allah nurunu tamamlıyor.” Yani Allah’ın başka işi mi yok? Gerçekten bu... Söyleyecek çok şey var ama biraz kendimi frenlemeye çalışayım. Sonra çok güvendiğim bir arkadaşımı aradım. Söz konusu kişiyi de tanıdığını ya da bildiğini düşünüyorum. Ona dedim ki, “Ya ben bu konuda bir şey yapayım mı?” Dedi ki, “O kişiyi anma ama çocuklara sahip çık.” Evet, çocuklara sahip çıkıyorum. Boğaziçili gençlere sahip çıkıyorum ama o kişinin adını da anmıyorum. Bir yerde demişler ki, ‘‘Kendisi çarpıtıldı, öyle demedi’’ falan diye bir video koymuşlar. O videoyu izledim. Hiç de öyle çocuk yaşta evlendirmelere kızgın, öfkeli bir şahıs görmedim. Şunu da söyleyeyim, bu sahayı bilen birisiyim. Bu kişinin adını sosyal medya çıktıktan sonra duydum. Merak edip hiçbir şeyini de izlemedim açıkçası. Çok meşhurmuş, olabilir. Ama şunu söyleyeyim, yani gerçekten bir ülkede İslamiyete ya da bir dine, o dine inananlara, yani böyle insanlar varken, böyle yaklaşımlar varken kim nasıl zarar versin? Şimdi bir arkadaşımla konuştum, kendisi aslında muhafazakâr çevrelerde büyümüş bir arkadaşım, bana dedi ki, ‘‘İslamcıların fayda sağlamadığı tek şey İslam’ın kendisidir.’’ Açıkçası bunca yıllık çalışmalarımda da gördüm ki Türkiye özelinde — dünyada da böyle ama Türkiye özelinde de — İslam kültürü, İslam inancı çok ciddi bir şekilde son yıllarda darbe yedi. Çok ciddi darbe yedi. Gençlik içerisinde özellikle İslam’a karşı ilgisizlik, aileleri ne kadar dindar olursa olsun, ilgisizlik, kayıtsızlık, hatta uzaklaşmanın çok yaygın olduğunu biliyoruz. Bu da nereden kaynaklanıyor? Tabii ki işte küreselleşme, sosyal medya falan hepsinin bir rolü var ama en önemlisi Türkiye’de İslam adına hareket ettiğini söyleyen, iddia eden kişiler. Siz şimdi Boğaziçi Üniversitesi gibi bir yerde böyle birisini çağırarak ne yapmak istiyorsunuz? Türkiye’de ilahiyatçıya kıran mı girdi? Bu açıkça bir meydan okuyuş, o meydan okuyuşu da birileri görüyor, buna cevap veriyor. Ondan sonra siz rektörünüze güveniyorsunuz tabii ki, haklı olarak. Çünkü rektörünüz kayyum olmanın şeyini hâlâ atlatamamış, atlatacağa da benzemiyor. Ve hemen o da devlete başvuruyor, devlet de hemen güce başvuruyor. Ondan sonra da “Allah nurunu tamamlamıştır.” Benim bildiğim, düşündüğüm, anne babamdan gördüğüm Allah böyle bir Allah değil. Kusura bakmayın. Bu... Neyse, çok da fazla konuşmayayım. Ama, nasıl söyleyeyim, insanları mağdur ederek hiçbir dini ihya edemezsiniz diyeyim. Hele Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyorsanız bunu çoktan biliyor olmanız gerekirdi diyeyim. Ve tutuklu olan 6 arkadaşımın en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşması dileğiyle. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
18.05.2025 İçinden geçtiğimiz süreci anlamak için faydalı bir kavram: ”Önleyici barış”
18.05.2025 Trump cihatçıları seviyor
16.05.2025 Nereden çıktı bu Süleymancılar?
16.05.2025 Allah nurunu böyle mi tamamlayacak?
15.05.2025 Bir EİTÖ (Ekrem İmamoğlu Terör Örgütü) eksikti!
14.05.2025 Transatlantik: Trump Körfez'de | Ukrayna krizi için İstanbul zirvesi
14.05.2025 Yoksa Ekremci mi oldum?
11.05.2025 PKK kongresini topladı ancak sürece yönelik kuşku, kaygı ve itirazlar bitmedi
11.05.2025 Özgür Özel Erdoğan'ı kurtarır mı?
10.05.2025 Sırrı Süreyya Önder: Çok iyi bilirdim
18.05.2025 İçinden geçtiğimiz süreci anlamak için faydalı bir kavram: ”Önleyici barış”
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı